Devlet-toplum ilişkisinden hareketle Soma üzerine 6 not

19.05.2014 Vatan

Tahammül:
Başbakan Erdoğan’ın "bu ülkenin başbakanına nasıl..." diye başlayan cümleler kurmasına alışmıştık ama bunu Soma’da, kendisini yuhalayan bazı vatandaşlara karşı tekrarlamasını herhâlde beklemiyorduk. Halbuki toplumu derinden sarsan böylesi facialarda bir siyasetçi sıcağı sıcağına olay yerine gidiyorsa her türlü tepkiyi göze almalı, bunlara hazırlıklı olmalıdır. Eğer tepkilere tahammül gösteremeyecek bir fıtrattaysa ya gitmemeli ya da programını vatandaşlarla olabildiğince az karşılaşacağı şekilde organize etmelidir. Ne var ki, eleştirilere fazla tahammüllü olmadığını zaten bildiğimiz Erdoğan böyle yapmadı. Hem vatandaşla doğrudan muhatap oldu, hem de tepkileri duymazdan gelme, anlayışla karşılama yerine, vatandaşın kendisine (ve iktidarına) hoşgörü, hatta minnetle yaklaşmasını bekledi. Böyle olmayınca da hiddetlendi.

İktidar:
Erdoğan’ın bu ruh hâlinin Soma’ya özgü olmadığı, Gezi ile başlayıp 17 Aralık süreciyle tırmandığı açık. Gezi’ye kadarki süreçte siyasi iktidarı olabildiğince kendisinde toplamak isteyen bir Erdoğan söz konusuydu. Gezi ve özellikle kendisini tasfiyeyi hedef alan 17 Aralık’tan sonra iktidarını kaybetme endişesi taşımaya başladı. Yani özgüven ile güvensizliğin aynı anda var olduğu karmaşık bir durum söz konusu. Kendilerini Erdoğan’ın iktidarına endekslemiş olan kişilerde de bu karmaşık durumun versiyonlarına tanık oluyoruz. İçlerinden bol miktarda kraldan çok kralcı çıkıyor ve işler daha fazla içinden çıkılmaz bir hâl alıyor.

Yeme/yedirtmeme:
Şu ana kadar Soma faciasıyla ilgili olarak, tabii protestocuları ve bazı şirket yöneticilerini saymazsak, kimse gözaltına alınmadı; kimse görevden alınmadı ve kimse istifa etmedi. Bunların olabileceğine dair herhangi bir işaret de yok. Bunun esas nedeni, Başbakan’ın, daha önceki birçok olayda karşımıza çıkan "birileri istedi diye adamlarımı yedirtmem" yaklaşımı olsa gerek. Ama yedirmeme inadının orta ve uzun vadede çok olumsuz sonuçları olacağı kesin. Kaldı ki 17 Aralık sürecinde bu inat işe yaramamış, 4 bakan birden koltuğunu kaybetmek durumunda kalmıştı.

Maden işletmecileri:
Başbakan’ın kimseyi yedirtmeme tutumundan en kârlı çıkanlar kuşkusuz Soma Holding’in sahip ve yöneticileri oldu. Dünkü gözaltıların durumu değiştireceği ihtimalini ise fazla yüksek görmüyorum. Eğer Soma’daki basın toplantısında Erdoğan işletmecilerin kusur, ihmal ve sorumluluklarından söz etse, bunların altını kalın bir şekilde çizse toplumsal atmosfer bambaşka olabilirdi. Onun yerine faciayı normal gibi göstermeye kalktı ve kendi tabanında da derin hayal kırıklıklarına yol açtı. Birkaç gün sonra durumun vahameti fark edilip hükümete yakın medya tarafından holding hedefe konuldu ama toparlama mümkün olmadı.

Şehir efsaneleri:
Resmi açıklamalara göre Soma’da 300’ü aşkın kayıp verildi ve yerin altında kimse kalmadı. Ama hükümetin söylediklerinin kamuoyunun belli bir bölümünü tatmin etmediği açık ve bu son derece normal bir durum. Ne var ki bu sayı başlıbaşına çok büyük bir felakete işaret ederken, yer altında yüzlerce işçinin kaldığı, üzerlerine beton döküleceği gibi spekülasyonları; yakınlarının akıbetini merak eden o kadar aile çıkmayınca, bu kişilerin Suriyeli ve hatta çocuk olduklarına çevirmeyi anlamak mümkün değil. Soma’da ilk andan itibaren çok sayıda gazeteci görev yapıyor. Her duyduklarını kendi gazete ve kanallarında haberleştiremeseler bile sosyal medya üzerinden dolaşıma sokuyorlar. Ayrıca çok sayıda gönüllü avukat, STK temsilcisi bölgede halkla temas hâlinde. Bunların hiçbir şekilde duymadığı Suriyeli çocuk işçi varlığından, İstanbul’da kendisine gelen e-postalarla haberdar olduğunu söyleyenlerin yaptıkları ise en hafif deyimiyle sorumsuzluktur.

"Dış mihraklar":
1999 Marmara depreminde bu ülkenin insanları olağanüstü bir dayanışma göstermiş ve gelecek için umutlanmamıza neden olmuştu. Tabii muazzam bir uluslararası yardım kampanyasıyla "Türk’ün Türk’ten başka dostu yok" sözünün de asılsız olduğu ortaya çıkmıştı. Fakat AKP döneminde benzer olaylarda, "her şey kontrol altında", "devletten başka kimseye ihtiyaç yok" gibi yaklaşımlarla dış yardımlara onay verilmedi, üstelik başka bölgelerden vatandaşların yardım amacıyla olay bölgesine gitmelerine hep zorluklar çıkartıldı. Çok anlamsız.
Siyasi iktidarın ilk günden itibaren dile getirdiği "Somalı olanlar/olmayanlar" ayrımının, hiç dillerinden düşürmedikleri "birlik ve beraberlik" çağrılarıyla taban tabana zıt olduğu aşikârdır.
Somalıların sadece devlete muhtaç olmadıklarını, bu ülkenin diğer insanlarının da yanlarında olduğunu bilmeleri tüm Türkiye’nin yararınadır. 




Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

Son makaleler (10)
15.12.2024 11 soruda, YPG ya kendini fesheder mi ya da feshedilir mi?
15.12.2024 Murat Yetkin ile söyleşi: Meraklısı İçin Ortadoğu Kitabı
08.12.2024 Hamas, Hizbullah ve Esad: İran’ın “Direniş Ekseni” tarihe karışırken
06.12.2024 Behlül Özkan ile söyleşi: 1982’deki Müslüman Kardeşler’in Hama ayaklanmasından bugüne
04.12.2024 Murat Özçelik ile söyleşi: Türkiye Suriye’de ne yapabilir? Ne yapmalı?
04.12.2024 Transatlantik: Suriye’de neler oluyor? Neler olabilir?
02.12.2024 Eski PKK yöneticisi Nizamettin Taş: "PKK’nin Öcalan’a bağlılığı özde değil, ağırlıklı olarak sözdedir”
01.12.2024 RTÜK İslam dinini kurtarabilir mi?
27.11.2024 Transatlantik: Lübnan’da ateşkes - Ukrayna savaşında son durum - Trump gün sayıyor
24.11.2024 Kürt realitesi, Kürt sorunu realitesi, Kürt siyasi hareketi realitesi
15.12.2024 11 soruda, YPG ya kendini fesheder mi ya da feshedilir mi?
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı